Boğaziçi Gündem’in bu ay ki konuğu, genç ve idealist bir avukat olan Esra Göncü. 1982 yılında İstanbul’da doğan, aslen Giresun, Alucra’lı olan Göncü, ilk ve orta öğrenimi İstanbul’da tamamladı. 2000 yılında Asfa Koleji’nden mezun olduktan sonra, 2005 yılında, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. İş hayatına serbest Avukat olarak 23 yaşında başlayan Esra Göncü, halen Kadıköy’de kardeşi Arzu Göncü Candan ile birlikte serbest avukat olarak çalışıyor. Hukukun Üstünlüğü Platformu Üyesi olarak özellikle son dönemlerde önemli çalışmalara imza atan Esra Göncü, birçok sivil toplum örgütünde görev alıyor. İyi derecede İngilizce bilen Göncü, kadın hakları konusunda yaptığı önemli çalışmalar ile de dikkatleri üzerine çekiyor.

Olayların ve davaların üzerine gözünü kırpmadan büyük bir cesaretle giden Avukat Esra Göncü ile gerçekleştirdiğimiz bu keyifli sohbeti siz değerli okurlarımıza sunuyoruz.

Boğaziçi Gündem: Sayın Göncü benim için ayrıcalıktır dediğiniz Asfa Koleji’ni başarıyla tamamladıktan sonra ailenizin istememesine rağmen Hukuk Fakültesi’ni tercih ettiniz. Sizi etkileyen sebep neydi? Neden avukatlık? Esra Göncü: Hukukun beni cezp etmesi, adaletin savunma kısmında olmak isteyişimdir. Hukukta savcılığı ve hâkimliği ailem çok istedi ama benim savunma kısmında olma isteğim daha ağır bastı. Asla pişman değilim ve mesleğimi severek yapıyorum. Ailemin, kardeşimin tıp okumasını ısrarla istemelerine rağmen, benim mesleğime olan sevgim ve isteğim kız kardeşime de yansımış olmalı ki oda hukuk fakültesini okuyarak avukat oldu. Şimdi birlikte aynı mesleği ifa ediyoruz.



Boğaziçi Gündem: Bayan avukat olmanın avantajları ve dezavantajları var mı sizce? Esra Göncü: Mesleğim toplum nazarında değer gören, saygın bir meslek. Bunun yanı sıra bayan olarak herhangi bir avantajı olduğunu düşünmüyorum. Her avukat arkadaşımız için neyse o kadardır. Mesleğimizin bayanlar üzerinde dezavantajları var mı? Var. Gerek icralarda gerek ceza davalarında sıkıntılar yaşanabiliyor. Bunun çözümünü emniyetten koruma talep ederek giderebiliyoruz. Tabi bayan avukatlar olarak düne kadar en önemli dezavantajımız; sadece inançları gereği başörtüsü kullanan meslektaşlarımızın mağduriyetidir. Hiçbir yasal dayanağı olmayan, insan hakları ile örtüşmeyen bu hak ihlalinin ortadan kaldırılması son derece önemlidir. Bu sorun şu anda çözülmüş durumda. Daha yeni yeni meslektaşlarımız başörtülü olarak duruşmalara girebiliyorlar. Bu memnuniyetimi ve mutluluğumu aracılığınız ile belirtmek isterim.

Boğaziçi Gündem: Genç bir avukat olarak başınızdan geçen, sizi etkileyen bir olay var mı? Esra Göncü: Benim için en önemlisi genç yaşta, 23 yaşımda avukat olmamdı. Bu yaşlarda çoğu insan dünyayı tozpembe görüyor ve ilk başta herkese inanıyorsunuz. Meslek icabı borçlulara gittiğinizde “ödeyeceğim” dediğinde onun sözüne inanıyorsunuz. Özellikle boşanma davalarından etkileniyorsunuz. Aldığınız maddi, manevi tazminat davalarından ne kadar etkilenmeyeceğim deseniz de mutlaka etkileniyorsunuz. Bayan olmamızın verdiği hassasiyetle iç dünyamızda, medeni hukukla ilgili, aile hukuku ile ilgili davaların üzüntüsünü yinede içimde yaşıyorum.



Boğaziçi Gündem: Size daha çok hangi davalar geliyor? Dava tercihiniz var mı? Esra Göncü: Gayrimenkule dayalı davalar ve ticari davalar ile işimize başladık. Sonraki yıllarda iki özel banka ile kurumsal avukatlık alanında sözleşmelerimiz oldu ve halen devam etmektedir. Fakat nedense aile hukuku, (boşanma, velayet, nafaka, tazminat) alanında son iki yılda ofisimize çok fazla dosya dahil oldu. Her dosya bizim için ayrı bir tecrübedir. Dolayısı ile gayrimenkule dayalı davalar da ve aile hukuku davalarımızda mütevazı olamayarak uzmanlaştık diyebilirim.

Boğaziçi Gündem: Yeni anayasa çalışmaları ile ilgili düşünceleriniz nedir? Esra Göncü: Yürürlükte olan anayasanın geliş şekli, amaçları ve içeriği belli. Dolayısı ile aradan geçen süreyi de göze aldığımızda, Türkiye’nin ve insanların bu zaman içerisinde ne kadar değiştiğini ve ilerlediğini de göz önüne aldığımızda, Anayasa’nın mutlaka değiştirilerek günümüz koşullarına göre yeniden hazırlanması gerektiğine inanıyorum.

Boğaziçi Gündem:  Özel hayatında Esra Göncü neler yapar? Esra Göncü: Özel hayatım da mesleğim gibi yoğun geçiyor. Hukukun Üstünlüğü Platformu’nun Disiplin Kurulu Üyesi olarak baro seçimlerine katıldım. Başkanımız eskiden Avukat Rıza Saka’ydı. Şimdi Avukat Cahit Özkan’la devam ediyoruz. Avukat Cahit Özkan’ın başkan yardımcısıyım. Bu benim için önemli bir gelişme oldu. Toplantılar ve çalışmalarımız yoğun olarak devam ediyor. Hukukun Üstünlüğü Platformu adı altında 15 Hukuk Derneği var. Onların çalışmaları devam ediyor. Alucra Vakfı’nda Hukuk Komisyonu’ndayım. TURİNG’de asli üyeyim, onların toplantılarına katılıyorum. Siyasetle iç içeyim. Yoğun bir tempoyla devam ediyoruz.



Boğaziçi Gündem: Bu kadar yoğun bir tempo içerisinde, avukatlık ile siyaseti birlikte nasıl götürüyorsunuz? Neden siyaset? Esra Göncü: Zamanımızı kendi sosyal koşullarımıza göre planladığımızda her alanda başarılı olabileceğimiz kanısındayım. Tabi ki; kişinin kendi mizacı da en önemli etkenlerden biridir. Mizaç olarak; çalışmayı ve programlı olmayı seven bir yapıya sahibim. İnanıyorum ki daha çok emek verip, daha çok verim sağlayabiliriz. Ülkesine emek veren gelişimi için yorulmadan çalışan güçlü bir partinin mensubuyum. Bütün bu emeğin içerisinde hizmet anlayışı ile görev aldığım için onur ve mutluluk duyuyorum. Kişinin ülkesi ve ülkesinin geleceği için bulunulan çalışmalarda yer alması gurur verici. Bu anlamda Beyoğlu İlçe Yönetimi’nde bulunmama vesile olan başkanımız Sayın Rüstem Dindarol Beye aracılığınız ile teşekkür etmek isterim.

Boğaziçi Gündem: Sayın Göncü bize zaman ayırdığınız ve verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Esra Göncü: Boğaziçi Gündem’in başarıları aşikardır, dolayısı ile başarılarınızın daim olmasını dilerim. Sayın İlhan Çabukol nezdinde tüm Boğaziçi Gündem çalışanlarına emeklerinden ötürü teşekkür ederim.

www.bogazicigundem.com