Maçka Parkı’nda bulunan İnönü heykeli, Sultan Abdülaziz’in adını yaşatmak için yaptırmaya başladığı caminin üzerine dikildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin koruma altına aldığı heykelin platformunun açılışı, 1 Nisan 2022 tarihinde Ekrem İmamoğlu tarafından yapılmıştı. Tarihçi Şeref Yumurtacı, “Heykel, 1940 ile 1944 yılları arasında 2. Dünya Savaşı’nın olduğu dönemlerde yapıldı. Halkın açlık, sefalet ve fakirlik içinde olduğu bir dönemdi. Gazete manşetlerine baktığınız zaman, bu dönemde halkın süpürge tohumuyla beslendiğini gördük. Ama dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü heykel için milyonlarca lira para harcadı” dedi. Sultan Abdülaziz’in mirası Aziziye Camii’nin yerinde bulunan heykel, havadan görüntülendi.
Beşiktaş, Maçka’daki İsmet İnönü Parkı’nda yer alan İnönü heykeli, Sultan Abdülaziz tarafından temeli atılan Aziziye Camii’nin arazisinin tam üstüne koyuldu. Sultan Abdülaziz’in vefatı nedeniyle inşaatı duran caminin temeli, 1940’ta İsmet İnönü’nün emriyle yıkıldı. Vakıf malı olan araziyi, tek partili dönemde kendi zimmetine geçiren İsmet İnönü, Sultan Abdülaziz’in mirası olan cami temelini yıkarak üzerine park ve ev yaptırdı. 1982 yılında açılışı yapılan ve cami arazisinin üzerine dikilen heykel, 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından koruma altına alınırken etrafına seyir platformu yapılmasına karar verildi. Platformun açılışı 1 Nisan 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından yapılmıştı. Sultan Abdülaziz’in mirası olan caminin yerinde bulunan heykel havadan görüntülendi.
“Bir dönem, cami yapılsın diye temelleri atılan bölge ‘taşlık gazinosu’ olarak işletildi”
Sultan Abdülaziz’in mirası Aziziye Camii hakkında bilgi veren Tarihçi Şeref Yumurtacı, “Sultan Abdülaziz’in cami yaptırmak için temelinin attığı bu bölge, buradaki taşlardan dolayı ‘Taşlık’ ismini alıyor. Akabinde bu taşlık bölgesine cami yapmak yerine, özel işletmelere kiraya veriyorlar. Çok acı bir durum. Bir dönem, cami yapılsın diye temelleri atılan bölge ‘taşlık gazinosu’ olarak işletildi. Daha sonra 1940’lı yılların başında yani tek parti döneminde heykel fikri ortaya çıktı. Bu heykelin aslında yapılıp konulmak istenilen yer; Taksim’deki Gezi Parkı. Fakat heykel oraya konulamadı. Heykel, 1940 ile 1944 yılları arasında yapıldı. Fındıklı’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde yapılmıştı. Heykelin yapıldığı dönem çok önemli. 2. Dünya Savaşı’nın olduğu dönemler. Halkın açlık, sefalet ve fakirlik içinde olduğu bir dönemdi. Gazete manşetlerine baktığınız zaman, bu dönemde halkın süpürge tohumuyla beslendiğini gördük. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü heykel için milyonlarca lira para harcadı. Bu heykelin o dönem ki maliyeti 1 milyon liradan fazladır. Hatta şunu da ifade edeyim; heykel 4 metre boyunda olduğu için yapıldığı yerde boyu artık tavanı aşınca bulunduğu yerin çatısı kaldırılarak heykelin yapımına devam edildi. Halktan bu kadar kopuk bir yönetim, böyle bir heykel ortaya çıkarıyor. Daha sonra bu heykel 1980 darbesine kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tramvay deposuna kaldırılıyor. Orada hasar alıyor. 1980 darbesinden sonra askeri hükümet bu heykeli alarak İsmet İnönü’nün buradaki konağının önüne yani buraya getirip yerleştiriyorlar. Tek parti dönemi bitip Adnan Menderes iktidara geldikten sonra İBB’nin tramvay deposuna kaldırılıyor. 1980 darbesine kadar depoda kalıyor. Askeri hükümet depodan çıkarıyor. Birtakım onarımlar yapıldıktan sonra İsmet İnönü’nün Maçka’daki konağının önüne dikiliyor. Burayla ilgili mücadele veren, vakıflar dernekler var. Özellikle İstanbul’un birçok yerinde cami hüviyetinde olup, cami olarak kullanılmayan yerler var. Bunlardan bir tanesi üzerinde bulunduğumuz alan. Sultan Abdülaziz’in hayali diyebileceğimiz, boğaza ayrı bir güzellik katacak bir camiyi burada istiyordu. Fakat yapamadı, ömrü vefa etmedi. Ama sonuçta burası cami olarak vakfedilmiş bir yer. 95 dönümlük bir arazi. Birkaç yıl önce İBB tarafından burası bir seyir terası yapılmak için gündeme alındı. Tabii buranın hüviyetini bilen gerçek kişiler, buna itiraz ettiler. Şu an da bu proje durduruldu mu bilmiyorum. Ama buranın bir seyir terası olması veya farklı bir amaçla kullanılması aslına ihanettir. Burada olması gereken Sultan Abdülaziz’in hayal ettiği gibi bir camidir” ifadelerini kullandı.
“İstanbul’dan İslam’ın izlerini silerek bir şehir planlaması yapmak”
Tek parti döneminde yurt dışından gelen şehir planlamacılarının İslam’ın izlerini silmeye çalıştıklarını söyleyen Yumurtacı, “Özellikle bu dönemde en çok dikkat çeken isimlerden bir tanesi bulunduğumuz bölgenin de planlarını yapan Henry Post oluyor. Henry Post’un iki tane büyük hayali var. Burayı yaparken de camiyi hiçe sayarak farklı amaçlarla planlamasından bunu görüyoruz. En büyük amacı, İstanbul’daki Roma yani bizim bildiğimiz ismiyle Bizans kalıntılarını tekrar gündeme çıkarmak. İkincisi ise, İstanbul’dan İslam’ın izlerini silerek bir şehir planlaması yapmak. Bunu nereden görüyoruz; Sultanahmet Camii’ni bir deniz müzesine çevirmek istemesi. Yine bunun dışında çizdiği bir yol planını, Fatih Camii’nin üzerinden geçirmesi. Henry Post’un aslında İstanbul’a niye geldiğini, burada ne yapmak istediğini gösteriyor. Bulunduğumuz bölgede, onun planlamasıyla yapılmış bir bölge. Normal de buradan yol geçmiyordu. O dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından büyük uğraşlarla, normalin 10-15 katı maliyetiyle buraya yol getirildi. O dönemde burası birilerinin şahsi malı olmuştu. Hilafetin kaldırılmasıyla beraber Yetimler Bankası’na devredildi. Ardından bir milletvekilinin eniştesine, ondan da İsmet İnönü ve ailesine geçti. Ondan sonra da yol ne hikmetse buraya geldi. O zamanlar Çanakkale’ye bir şehitlik anıtı yapılması isteniyor. Ama maddi imkansızlıktan dolayı devlet destek olamıyor. Devletin oraya bir anıt yapacak parası olmadığı söyleniyor. O yüzden halk arasında devamlı yardım kampanyası düzenleniyor. Ne zaman? 1940-45 yılları arasında İsmet İnönü ’nün devlerin hazinesinden 1 milyon liradan fazla para vererek bu heykeli yaptırdığı dönemden bahsediyorum. İsmet İnönü’nün heykelini yaptırmak için devletin parası var ama 250 bin şehit verdiğimiz Çanakkale’deki şehitlerimiz için anıt yaptırırken oraya devletin parası yok diye açıklama yapıldı bu dönemde” şeklinde konuştu.