Robotik cerrahi 2017 yılından bu yana pek çok ameliyatta başarıyla kullanılıyor. Onlardan biri de kolorektal cerrahi. Doç. Dr. Süleyman Demiryas, "Her cerrah özel bir eğitimden geçip, sınavlarda başarılı olmasını takiben robotik cerrahi uygulayabilir. Hastalar açısından robotik cerrahi ameliyatlarına devlet kurumlarında da ulaşılabilmesi büyük bir avantaj" dedi.
Kolorektal kanser, dünyada en sık görülen üçüncü kanser türü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 2017 yılından bu yana robotik cerrahi pek çok ameliyatta başarıyla kullanılıyor. Onlardan biri de kolorektal cerrahi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Murat Dilmener Hastanesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Demiryas, "Her cerrah özel bir eğitimden geçip, sınavlarda başarılı olmasını takiben robotik cerrahi uygulayabilir. Hastalar açısından robotik cerrahi ameliyatlarına devlet kurumlarında da ulaşılabilmesi büyük bir avantaj" diye konuştu.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Murat Dilmener Hastanesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Demiryas, ”Kolorektal kanser, dünyada en sık görülen üçüncü kanserdir. Tümörün bağırsak duvarındaki derinliği ve lenf bezleri yayılımına ek olarak komşu organ, karın zarı (periton) ve uzak organ metastazları üst düzey radyolojik (BT,MRG gibi) ve nükleer tıp (PET BT, PET MRG gibi) incelemeleriyle evrelendiriyoruz. Multidisipliner onkolojik cerrahi konseylerinde değerlendiriyoruz. Eğer tümörün evresi uygunsa en kısa zamanda ameliyatlarını yapıyoruz. Ayrıca tümörün evresi dışında tıkanıklık, kanama ya da delinme gibi acil bir durum gelişirse, çevre organlara veya uzak organlara metastaz olsa bile, acil ameliyat yapmamız da gerekebiliyor. Cerrahpaşa’da tedavi görüp ve robotik cerrahiyi tercih eden uygun her hastaya bu ameliyatları yapıyoruz. Robotik cerrahi maliyetlerin çok yüksek olduğu bir ameliyat türüdür. Her cerrah özel bir eğitimden geçip, sınavlarda başarılı olmasını takiben robotik cerrahi uygulayabilir. Hastalar açısından robotik cerrahi ameliyatlarına devlet kurumlarında da ulaşılabilmesi büyük bir avantaj” dedi.
Ameliyatın küçük kesilerden yapılması sayesinde hastaların kısa sürede hastaneden taburcu olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Demiryas, ”Hastaneden taburculuk süresi özellikle batılı ülkelerde son derece önemli. Çünkü iş gücü kaybı, hastane yatak ve bakım ücretlerinin çok yüksek olduğu batılı ülkelerde, hastaların mümkün olan en kısa zamanda taburcu edilmesi planlanıyor. Robotik cerrahi bu konularda açık cerrahiye göre belirgin üstünlüğü var. Latife Hanım tarama testi sırasında dışkıda gizli kan saptanmış bir hastamız. Latife Hanım’a yapılan kolonoskopi sonucunda kalınbağırsağında tıkayıcı polip saptanmış ve hastanemize sevk edildi. Cerrahpaşada kolonoskopisini tekrarladığımızda tıkayıcı polibi geçebildik ve yaklaşık bir metre uzağında ikinci bir büyük polip odağı daha saptadık. Bu nedenle kalın bağırsağının büyük bir kısmı robotik olarak alındı ve ’robotik subtotal kolektomi’ dediğimiz bir ameliyatı gerçekleştirdik. Dış merkezde saptanan polip henüz sadece adenom iken, bizim ikinci saptadığımız polip biyopsisi kanser saptandı. Bu yüzden kolonoskopi işleminin, robotik kolorektal cerrahide hibrit yapılması yani ameliyat esnasında yapılması da çok kıymetlidir. Bu ameliyatta da kullandık. Günümüzde de tercih ettiğimiz bir yöntem. Dünyanın gelişmiş kolorektal cerrahi merkezlerinde de bu şekilde uygulanmakta. Latife Hanım ameliyat sonrası kısa sürede hastaneden taburcu oldu ve sağlığına kavuştu” diye konuştu.

“Bağırsakta polip kanserin öncüsü”
Doç. Dr. Süleyman Demiryas, kolon kanserinde uyarıcı belirtilere dikkat çektiğini belirterek, “Kolon kanserlerinin günümüzde en sık görülen türü adenokanserler. Adenokanserin büyük bir çoğunluğu polip zemininde gelişmekte. Özellikle hastalarımızda dışkılama alışkanlıklarının değişimi önemlidir. Yeni başlayan ishal (diare), daha önceden olmayan kabızlık atakları, tenesmus dediğimiz dışkılama sonrası dışkılama hissinin devamı gibi şikayetlerinin olması, dışkılarında kırmızı kanama, bazı tümörlerde siyah, zift gibi bir dışkılamanın olması dikkat edilmesi gereken uyarıcılardır. Bu şikayetleri olan hastalar mutlaka araştırılmalıdır. Muayene (karın ve rektal muayene), kan sayımı, gaitada gizli kan araştırılması, kolonoskopi yapılması tarama testleri olarak gereklidir. Kolonoskopi esnasında polipler saptanırsa ve alınabiliyorsa alınmalıdır; alınamıyorsa biyopsi alınır. Bu örnekler mutlaka patolojik olarak incelenmelidir. Biz tarama testlerini 50 yaş sonrası her hastada öneriyoruz, eğer risk teşkil eden bir genetik durum var ise (FAP gibi) tarama testlerine başlangıç yaşını erkene çekiyoruz” dedi.
Latife Olgun, “Ameliyat olmadan altı ay öncesinde karnımda şişlik ve ağrı vardı. Bu durumu yürüyüş gibi hafif egzersizlerle ve diyet gibi farklı şeylerle atlatmaya çalıştım. Bazen iyi oluyordum bazen kötü. Ameliyattan önceki bir ay ağrılarım iyice artınca hastaneye başvurdum. Kolonoskopi yapıldı. Kolonskopi ile alınamayan bir polip saptandı. Ameliyatı araştırmaya başladık, robotik cerrahi ile ameliyatın mümkün olduğunu öğrendik. İlk isteğim ameliyatımın robotik olmasıydı. Her ne şartta olursa olsun robotik olmak istiyorum dedim. İyi ki de demişim. Bir ay içinde ameliyat oldum. Dokuz saat sürdü ameliyatım. Bir gece yoğun bakımda kaldım. Ertesi günü normal odaya servise geçtim. Kısa sürede hastaneden taburcu oldum. Şu an gayet sağlıklıyım. Şimdi kontrollere gidip geliyorum. Şikâyetim yok. Devletimizin üniversite hastanesinde böyle bir imkânın bizlere sunulması çok önemli” ifadelerini kullandı.