İstanbul’un ilk abidevi eseri olan ve içinde tarihi Kabe kapı örtüsü bulunan Şişli Camii’nin süslemeleri zarar görürken, minaresindeki taşlar da düşmeye başladı. Erken Cumhuriyet döneminde halkın desteğiyle yapılan cami, bağlı bulunduğu kurum olan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmeyi bekliyor.
Halaskargazi Caddesi’nden, Abide-i Hürriyet Caddesi’ne giden yol üzerinde bulunan Şişli Camii, Neo-Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemi mimari üslubunu taşıyor. Bir dönem Vakıflar Başmimarı olan Vasfı Egeli, Şişli Camii’nin mimari tasarımını yaptı. Osmanlı ile Erken Cumhuriyet dönemlerini birbirine bağlayan Egeli, birinci ulusal mimarlık üslubunun son temsilcilerinden biri olarak tanınıyor. Cumhuriyet döneminin İstanbul’daki ilk abidevi dini yapısı olan ve klasik Osmanlı mimarisini yansıtan Şişli Camii, günümüze kadar inşa edilen birçok Neo-Osmanlı yapısı için örnek oluyor. Tarihi yapının inşası için 1940’larda "İstanbul’da Şişli’de Bir Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği" kurulmuştu. Caminin yapımı, dernek çatısı altında bir araya gelen Müslüman ve gayrimüslim semt sakinleri tarafından 1945 yılında başlanmıştı. Halkın ortak çabasıyla yapılan ilk cami olma özelliği taşıyan ve 1949’da kısmen ibadete açılan caminin yapımı, 1950’de sona ermişti. İçinde tarihi bir Kabe kapı örtüsü de bulunan Şişli Camii 2. dereceden tarihi eser olarak Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilmişti. Tarihçi Ömer Faruk Yavaşçay, cami içi süslemeleri bozulan ve minaresinden taşlar düşmeye başlayan ilk abidevi yapının en kısa sürede restore edilmesi gerektiğini söyledi.

“Cumhuriyet döneminde İstanbul’da yapılan ilk cami burası”
Yaklaşık 100 kişinin maddi desteğiyle yapılan ve erken Cumhuriyet döneminde İstanbul’da yapılan ilk cami olma özelliği taşıyan yapı hakkında konuşan tarihçi Ömer Faruk Yavaşçay, “Beyoğlu ve Nişantaşı’ndaki insanlar 1940’larda yoğunluktan dolayı bu bölgeye taşınmaya başlamışlar ve bu nedenle bir cami ihtiyacı doğmuş. Uzun yıllar bu bölgede bir cami yapılmaması üzerine 1940’lı yıllarda ise ‘Şişli Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği’ kurulmuş. O dernek bağışlar toplanmaya ve dönemin önemli mimarlarından Vasfı Egeli tarafından bu bölgede cami inşaatına başlanmış. Cami sadece bu bölgedeki insanların katkısı ve bazı kurumların yardımlarıyla yapılmış. İnşaat süresi 4 yıl süren cami 1949 yılında ibadete açılmış, 1950 yılında ise inşaatın tamamı bitmiş. Caminin karşısında 2 katlı kütüphane bulunuyor. Camiyi önemli kılan bazı etkenler var. İçinde Kabe’den getirilen kapı örtüsü bulunuyor. Caminin tam ortasında çok güzel bir su çeşmesi ve avlusunda 12 köşeli bir şadırvan var. Cumhuriyet döneminde İstanbul’da yapılan ilk cami burası. Cami yapılırken Eminönü’nde bulunan Yeni Camii örnek alınarak yapılmış. Bu caminin 3 tarafında yarım kubbe bulunuyor ve tek minaresi olan bir camidir. 20 penceresi bulunuyor. Bu tarz mimari özelliklere sahip. Caminin içinde bir bölümde camiyi yaptırmaya yardımcı olan kişilerin ismi yer almaktadır. Normalde çoğu camide tek kişi tarafından yaptırıldığı için tek bir kişinin ismi oluyor. Burada ise yaklaşık 100 isim bulunmaktadır” dedi.

“Hala restorasyon konusu çözülmedi”
Şişli Camii’nin en kısa sürede restore edilmesini gerektiğini söyleyen Yavaşçay, “Cami yapıldığı andan itibaren Şişli Cami Vakfı’na aitti, daha sonra 2. dereceden tarihi eser olduğundan dolayı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Yaklaşık bir buçuk sene öncesinde caminin minaresinden taşlar düşmeye başladı. Bununla alakalı Şişli Cami Vakfı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile iletişime geçti. Şu an hala restorasyon konusu çözülmedi. Minaresi restore edilmedi, içerideki duvar süslemeleri onlarda dökülmüş halde hala bu olumsuzluklara karşı bir restorasyon çalışması başlatılmadı. Şişli Camii’nin sağ ve sol kanatlarında bazı çeşitli geometrik ve bitkisel bezemeler bulunmakta ama şu anda maalesef dökülmeye başlamış, burasının en kısa sürede restore edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.