Çocuk sahibi kadınlar, ağız sağlığı sorunlarını sıklıkla gebelik dönemlerine bağlarlar. Gebelikte ağız ve diş sağlığı konusuna açıklık getiren Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Görkem Sengez, dört soruda tüm merak edilenleri cevapladı.
Her doğumda anne bir dişini kaybeder algısı doğru mu?
Dr. Görkem Sengez, birçok kadının inandığının aksine dişlerdeki kalsiyumun çözünerek bebeğe geçmesinin mümkün olmadığını belirtti. Halk arasında yaygın olan “her doğum, bir diş kaybı” algısının bir hikâyeden ibaret olduğunu ifade etti. Anne karnındaki bebeğin, bu eksikliği direkt olarak dişlerin kalsiyumundan değil, vücuttaki kalsiyum metabolizmaları ile kemiklerden karşıladığını söyleyen Sengez, “Eğer anne, kalsiyum yönünden zengin süt ve süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzelerden yeteri kadar besleniyor ise bebek bu ihtiyacını gayet rahat bir şekilde karşılar” dedi.

“Dengeli beslenme ile ağız diş sağlığı doğru orantılı mı”
Gebelikte annenin diş sağlığının bozulmasına rutin ağız bakımının aksamasının neden olduğunu belirten Altınbaş Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Görkem Sengez, “Gebenin, sabah bulantıları nedeniyle diş fırçalayamamasının ya da sık sık kusması nedeniyle yeme alışkanlığının değişiyor. O nedenle ağız bakımının daha sık yapılması gerekiyor. Ayrıca bu dönemde D vitamini, kalsiyum ve magnezyum gibi yapısal minerallerin emiliminin sekteye uğrayabilir. Bu da diş eti çekilmesi denilen durumu tetikleyebilir” diye konuştu.

A ve D vitaminlerinin mine oluşumunda etkili olduğunu hatırlatan Sengez, şu önerilerde bulundu: “Meyve, sebze, tahıl, süt ve süt ürünleri, et, balık ve A, C, D vitaminleri, kalsiyum ve fosfor açısından zengin olan yumurta dengeli bir diyetle alınmalı. Şekerden mümkün olduğunca kaçınılmalı ve öğünler arasında tüketilmemeli. Paketli ve işlenmiş hazır gıdalardan kaçınılmalı.”

Gebelikte diş ağrısı için neler yapılmalı
Gebelik döneminde herhangi bir diş tedavisi için ideal zamanın, ikinci trimester denilen yani üçüncü ve altıncı aylar arasındaki dönem olduğunun altını çizen Dr. Görkem Sengez, “Diş ağrıların mutlaka bir diş hekimi tarafından değerlendirilmeli. Ağrıların, gebelik sürecindeki bazı fizyolojik nedenlerini olabilir. Örneğin, sabah bulantıları, ağız florasının asiditesi arttırdığı için dişlerde hassasiyet olabilir. Özellikle mine tabakası ince, diş bölgeleri bu hassasiyete yol açabilir. Bu durum, minimal invaziv yöntemler ile koruyucu birtakım uygulamalar ile minimalize edilebilir. Ancak, acil olarak müdahale gerekiyorsa, dişi tedavi etmemenin gebede oluşturacağı risk analiz edilerek tedavi süresinin minimumda tutulması gerekiyor. Tedavi olan gebelerin, diş hekimliği koltuğunda hafif sol tarafa doğru eğik bir şekilde, ayaklar hafif içe çekilerek rahat bir şekilde oturmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.

Gebelikte dolgu yapılabilir mi
Gebelikte diş tedavilerinin aksatılmaması gerektiğini belirten Dr. Sengez,” bu durum hem anne hem de bebeğin yararına olacaktır. Bununla birlikte ilk trimesterin fetüste organların geliştiği hassas bir dönemdir. Diş tedavisi sırasında kullanılan görüntüleme yöntemleri ve malzemelerin fetüs üzerinde teratojenik (doğumsal defektlere sebep olma) etki gösterme ihtimali çok düşük olsa da acil olmayan tedavilerin 2.trimestere ertelenebilir. İdeal olarak gebe kalmayı düşünen kadınların diş tedavilerini gebelik öncesinde tamamlamaları doğru olacaktır. Restorasyonlar yapılırken kompozit rezin, cam iyonomer gibi civa içermeyen materyallerin kullanılabilir. Ancak aynı şey amalgam restorasyonlar için söylenemez. Bunların saldıkları civa gazı sebebiyle ABD Gıda ve ilaç Dairesi (FDA) tarafından 2020 yılında gebeler, gebe olmayı düşünenler, emziren kadınlar, yeni doğanlar ve 6 yaşından küçük çocuklar için yüksek riskli olarak tanımlandı. Anne adayına herhangi bir rahatsızlık vermeyen mevcut amalgam restorasyonların değiştirilmesine gerek yok” dedi.