Topkapı Sarayı’nda 2’nci Mahmud imzalı devasa hat levhanın restorasyonunda sona doğru gelindi. Eserle ilgili bilgi veren Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, “2’nci Mahmud hat alanında önemli eserler vermiş bir padişahımız. 19’uncu yüzyılda esasen yaptığı reformlarla tarihimizde bilinen bir şahsiyet olmasının yanı sıra sanatkarlığının da vurgulanması açısından çok önemli bir eser” dedi.
Topkapı Sarayı’nın 2019’da Milli Saraylar’a devriyle hız kazanan restorasyon çalışmaları tüm alanlarda olduğu gibi koleksiyonlarda da etkisini gösterdi. Depolarda muhafaza edilen 3 bini aşkın hat eserinden 300’ünün restorasyonu tamamlandı. Bu eserler, geçtiğimiz Nisan ayında Topkapı Sarayı’nın Enderun Avlusu’nda yer alan Hazine Koğuşu’nda görücüye çıktı.
Topkapı Sarayı’nın paha biçilemez Hat Eserleri Koleksiyonu’na yönelik çalışmalar devam ederken Tablo Restorasyon ve Konservasyon Atölyesi’nde devasa boyutuyla dikkat çeken bir levhanın restorasyonu bitmek üzere. Sultan 2’nci Mahmud imzalı eser, 1810 - 1811 tarihini taşıyor. 208 santimetre ye 660 santimetre ölçülerine sahip eserde, beyaz boyalı bez üzerine siyah mürekkeple ve celi hatla “Allahu veliyyü’t - tevfik” yazıyor. Yaklaşık 14 metrekarelik ebadıyla benzerlerinden ayrılan eserin sergiye hazırlık çalışmasını, Milli Saraylar’ın restorasyon konusunda uzmanlık kazanmış dört kişilik ekibi yürütüyor. Restorasyonda son aşamaya gelinen 2. Mahmud imzalı hat levhasıyla ilgili Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız basın mensuplarına bilgi verdi.

“Sanatkarlığının vurgulanması açısından çok önemli bir eser”
Eserle ilgili bilgi veren Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, “Öncelikle eserin iki tane önemli boyutu var. Milli Saraylar hat koleksiyonundaki önemli eserlerimizden bir tanesi. Hiç şüphesiz ki öncelikli olarak koleksiyonumuzdaki 3 bin parça eserin içinde en büyük ebatta olanlardan bir tanesi. Bunu girişte ifade etmemiz gerekir. Ama belki eserimizi daha önemli kılan diğer bir neden de Osmanlı Sultanı 2’nci Mahmud tarafından yazılmış olmasıdır. Hepimizin malumu olduğu gibi ikinci Mahmud önemli anlamda hat alanında eserler vermiş bir padişahımız. Tabii 19’uncu yüzyılda esasen yaptığı reformlarla tarihimizde bilinen bir şahsiyet olmasının yanı sıra bu sanatkarlığının da vurgulanması açısından çok önemli bir eser. Mustafa Rakım Efendi’den hat konusunda eğitimini aldığını biliyoruz. Padişahlığından sonra da hocasıyla ilişkisi devam ettiği için hat sanatında da ciddi anlamda temayüz etmesinde bu büyük hattatın katkılarının olduğunu biliyoruz. Hatta son yapılan çalışmalar gösteriyor ki, hat alanında Sultan Mahmud’un eserlerinde Mustafa Akın Efendi’nin bazı tasvip ve düzenlemeler yaptığının da delillerini bulabiliyoruz. Bu yönüyle çok önemli bir eserin önündeyiz” dedi.

“Topkapı Sarayı Hat Galerisinde de sergilenmesini düşünüyoruz”
Restorasyon süreciyle ilgili bilgi veren Yıldız, “Bu eser bugün gördüğünüz gibi değildi. Takdir edersiniz ki, Milli Saraylar Konservasyon atölyesinin bir yıllık bir çalışmasının sonucunda bu noktaya geldi. Burada yapılan restorasyon çalışması son derece bilimsel yöntemlerle yürütülüyor. Her aşaması görüntülü olarak kayda alınıyor. Ve her aşamasında elde edilen bulgular, yapılan uygulamalar raporlanıyor. Bu yönüyle gerçekten örnek bir çalışmayı arkadaşlarımız ortaya koydular. Tabii bu eserin sergilenmesiyle ilgili bizim esas hedefimiz, önümüzdeki yıllarda Topkapı Sarayı Darphane bölgesinde hizmete girecek olan Milli Saraylar Hat Müzesi’nde sergilemektir. Ancak öncesinde de bu güzel eserin toplumla daha erken buluşması adına Cumhurbaşkanımız tarafından Nisan ayında açılmış olan Enderun avlusundaki Topkapı Sarayı Hat Galerisinde de sergilenmesini düşünüyoruz” diye konuştu.

“Tarihi benliğimize bir katkı sunacağına inanıyoruz”
Eserin tarihe benliğe sunacağı katkıdan söz eden Yıldız, “Sultan 2’nci Mahmud’un hatlarının önemli bir kısmı bugün Topkapı Sarayı’nda Hırka-i Saadet dairesinde bulunmaktadır. Oraya vakfetmiştir. Bu yönleriyle tarihte çok tartışılan bir padişah olmasına rağmen sanatıyla çok farklı değerlendirme pencerelerinin de açılabileceğini görüyoruz. Yaptığımız araştırmalara göre saltanatının ilk yıllarında yazdığı bir eser olduğunu düşünüyoruz. Söylediğim gibi kamuoyuyla buluştuğunda da önemli anlamda bu konudaki tarihi benliğimize bir katkı sunacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.