İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Kentsel dönüşüm sürecinde ‘müktesep hakların korunması’ talebi en başta geliyor” ifadesini kullandı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin konuk olduğu toplantıda kentsel dönüşümü hızlandıracak önerilerini paylaştı.

İstanbul’da 1999 yılından önce inşa edilmiş yapı stokunun kullanım ömrü ve sağlamlığı ile ilgili ‘hızlı gözden geçirme’ yapılması gerektiğini belirten Avdagiç, “İstanbul’un kaybedecek değil 5 yılı, bir yılı bile yok. Çünkü Türkiye’nin GSYH’sinin üçte biri bu şehirde üretiliyor. Türkiye’nin ihracatının, dış ticaretinin, istihdamının, üretiminin kesintiye uğramamasını istiyorsak, İstanbul’u çok hızlı depreme hazırlamalıyız” diye konuştu.

Avdagiç, İstanbul’u depreme hazırlama ve kentsel dönüşüm konusunda meslek komiteleri ve ilgili STK’lardan İTO’ya gelen talep ve beklentiler bulunduğunu kaydetti.

Şekib Avdagiç, kentsel dönüşümü hızlandıracak talep ve beklentileri 16 başlık halinde şöyle sıraladı:
"Kentsel dönüşüm sürecinde “müktesep hakların korunması” talebi en başta geliyor.

Otel, özel hastane, özel okul gibi yapıların tamamını kullanan işletmelerin, dönüşüm aşamasında imar hakkı anlamında mevcut gabari ve inşaat alanlarını muhafaza edebilmeleri dönüşüm sürecinin hayata geçirilebilmesi için çok önemlidir.

Küçük sanayi siteleri, iş merkezleri, sanayi yapıları ve fabrikalara da konuta verilen dönüşüm desteklerinin benzeri bir paketin ivedilikle devreye girmesi talebimiz var. Bu durumda belirtilen yapıların çok hızlı ve kamudan kaynak talep etmeden dönüşümünün önü açılacaktır.

Kentsel dönüşümde "Rezerv Yapı Alanı" uygulamasının gözden geçirilmesi talep ediliyor.

Aynı şekilde kentsel dönüşüm süreçleri ve otopark mevzuatı konusunda ilçe belediyelerinin farklı süreçler uygulanmasının önlenmesi isteniyor.

Bakanlığın “Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden” ve “İlk Evim, İlk İş Yerim” gibi çok olumlu olan proje uygulama süreçlerinin hızlandırılması talep ediliyor.

Afet riski olan tüm illerde ‘Afet Atıkları Yönetim Planı’ oluşturulmasını önemli buluyoruz. Burada bakanlık, yerel yönetimler, STK’lar ve akademisyenler ortak çalışmalı. Çünkü gerek kentsel dönüşüm, gerekse olası afet sonrası yıkılan veya yıkılacak binalardan çıkan atıklar, doğru bir şekilde değerlendirilmeli.

Yapı denetim firmaları UYDS sistemi üzerinden havuz yöntemi ile atanmaktadır. Yapılan son düzenleme ile birlikte bölgeleme çalışması yapılmış olmasına rağmen sorun tam anlamı ile çözülememiş, denetim ile ilgili problemler devam etmektedir. Ek bütçe talepleri, firma değişikliği talebi durumundaki sürenin uzunluğu öne çıkan problemlerdir.

Yapı denetim, beton ve laboratuvar firmalarının teknik ve mevzuata uygunluk yönünden denetlenmesi talep edilmektedir. Aynı şekilde beton santralleri ile ilgili denetimlerin artması, ürün kalitesinin korunması, taahhüt edilen betonun inşaat sahasına ulaşımının sağlanması önem arz etmektedir.

Kaçak yapı ile mücadele kapsamında, kaçak inşaatlara beton verilmesinin önlenmesi, verenlere müeyyide uygulanması talep edilmektedir.

Bilhassa binalardaki taşıyıcı elemanların, dış etkenlerden ve yeraltı sularından kaynaklı olarak tahribata uğramaması amacıyla bina izolasyonlarının sıkı takibi talep edilmelidir.

İstanbul’da hafriyat ciddi bir sorundur. Çünkü mevcut döküm sahaları yetersiz, çalışma saatleri kısıtlı ve evrak süreçleri uzun. Bu üç sebep ciddi sıkıntılara yol açmakta ve bu konuda çözüm beklenmektedir.

Şehrin ihtiyacı olan ‘agrega’nın yakın kaynaklardan temini, beton ve inşaat maliyetlerine olumlu katkı yapacaktır. Bu konuda Agrega üretim alanlarının daraltılması konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı ile yaşanan problemlerin çözümü konusunda Bakanlığınızın desteği talep edilmektedir.

İmar hakkı transferinin, 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenerek yasal güvence altına alınması bekleniyor.

Güçlendirme ile ilgili cari yönetmelik hali hazırda ihtiyacı karşılamamaktadır. Şubat 2023 depreminden sonra yeni düzenleme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

İnşaat ruhsat süreçleri uzun sürmekte, 6-9 ay arası süre almaktadır. İlçe Belediyeleri bu süreçlerde farklı uygulamalar ve farklı harç ve vergi tahakkuk ettirmektedir. Belli konularda farklılık olması makul olsa bile, bazı kalemlerde (örneğin teknik eleman harcı gibi) uygulama birliği sağlanabilmelidir."