İmam Hatip Okullarının kurucularından ve Marmara İlahiyat Fakültesinin kurulmasında büyük emeği olan İslam alimi Ahmed Davudoğlu, ölüm 40. yıldönümünde dualarla anıldı.
İstanbul Fatih Kültür Merkezi’ndeki program Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başladı. Açılış konuşmasını yapan İlahiyatçı Mustafa Cevat Akşit, Ahmed Davudoğlu Hocanın hayat hikayesini anlattı. Mustafa Cevat Akşit, Merhum Davudoğlu Hoca’nın İslam’a olan bağlılığını, ilmi ve memleket sevgisiyle Türkiye’deki en saygın alimler arasında adını altın harflerle yazdırdığını, doğru bildiğinden asla şaşmadığını söyledi. Merhum Davudoğlu hocanın ölümünün 40.yıl dönümünde düzenlenen anma programına ise Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit, Prof. Dr. Ahmet Turan Aslan, Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz ve Sadık Albayrak konuşmacı olarak katıldı.
Merhum Ahmed Davudoğlu’nun öğrencilerinden olan Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit, “Ahmet Davudoğlu hocamız, Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelmiş. Oradaki değerli hocalardan da özel dersler almış. Çok değerli bir alimdi, bizim Türklerin tarihi ehli sünnet itikadı, Hanefi mezhebi üzere hep gelmiş. İşte bunun canlı timsaliydi. Çok alim adamdı. Arapçaya çok güzel vakıftı. Böyle karakter sahibi, asla eğilip bükülmeyen her şeye rağmen dinden taviz vermeyen bir adamdı. Böyle çok güzel insandı. Bizim tarihimize uygun alimlerimizden birisiydi. Ben ondan çok etkilendim ondan dolayı ben de 14 sene sürgün hayatı yaşadım. Hocamın yolundan ayrılmadım. Kesinlikle yalan söylemem dedim. Ben bu sözü söyledim. Evet bizi 14 sene sürdüler. Ama çok kazandım 14 senede. O sürgünde çok şey kazandım. Öyle hocamız böyle örnek bir insandır yani. Bizim Türk tarihine ve geçmişe uygun asla taviz vermeyen bildiğini yaşayan bir insandı” dedi.
Merhum Ahmed Davudoğlu’nun cezaevinden arkadaşı olan Mustafa Kaplan, “Evet ben Ahmet Davudoğlu hocamız 1971 hapisteydi. 4 ay hocamız Ahmet Davudoğlu’na hizmet ettim. Şükürler olsun yani bununla iftihar ediyorum. Orada işte biri üç kısım vardı. Birinci kısımdaydı hocamız. Orada mescit vardı. Beni işte hemen o birinci kısma aldırdı. Benim peşime namaz kılardı. Ben alttaydım o üstteydi hocamıza devamlı ziyaretçi gelirdi. Hiç üşenmezdi” şeklinde konuştu.