" itemprop="articleBody">

 

Okumak yaratılıştan günümüze insanlığın görevidir.

Çünkü kitabımız Kuran-ı Kerim’de okumayla ilgili emirler vardır.

Örneğin: "Alak Suresi 1. ve 2. âyeti; “Yaratan Rabbinin adıyla oku" ve Hz. Ali efendimizin ilmin önemine işaret eden "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" sözü okumanın ve ilmin önemini göstermektedir.

Okumak Teori olarak alınan bilgidir. Bu alınan bilginin pratikte yaşamınıza yansıması önemlidir.

Okuduğunuz, öğrendiğiniz bilgi ilim ve pratikte sizin hayatınıza yansımıyorsa, yansıtamıyorsanız, bir yerde hata var demektir.

İlmin ve bilginin günlük hayata yansıması, teori'nin pratikle birleşmesi kişiye kaliteyi getirir.

Yani iyi bir örnek ve model bir insan olmasını sağlar. Ne için okuyoruz, öğrenimlerimiz hayatımıza yansımıyorsa ne önem arz eder? “Kendini eğitemeyen başkasını eğitemez”, “Kendini geliştiremeyen başkasını geliştiremez” sözleri eğitim için örnek sözlerdir.

İnsanların yaratılış itibariyle farklı becerileri vardır ve farklı meslek dallarında zirve yapmışlardır.

Her insan her işte başarılı olacak diye bir kural da yoktur. Zaten böyle olması da bir rahmettir. Çünkü insanlar arasındaki beşeri ilişkilerin devam etmesini sağlar.

Tüm bunları şunun için anlatıyorum;

Hedefimize daha kolay ve çabuk ulaşmamız için uzmanlardan rehber yardımı alırız.

Rahatsız olunur doktora gidilir, elbise lazımdır terziye gidilir, inşaatçı, kaynakçı, berber vs.

İhtiyaç halinde doğal olarak her meslek sahibinden destek ve yardım almamız gerekebiliyor, alıyoruz. Bu dallardan bazıları da Yaşam Koçluğu ile gençlere ve eşlere hizmet veren Aile Danışmanlığı.

Her mesleğin önemi olduğu gibi bu meslek dalları da ailelere yön verme açısından çok önemlidir.

Peki destek alacağımız veya aldığımız kişi veya kişileri ne kadar tanıyoruz?

Bu konuda kriterlerimiz nedir, neye göre seçim yapıyoruz?

Dünya görüşü, ahiret anlayışı, kültürü, aile ve özgürlük anlayışı ölçüsü nedir?

Şimdi bu soruları neden sordum diye merak ediyorsunuz değil mi?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sn. Fatma Betül Sayan Kaya Ocak ayı sonunda (2017) bahsettiğim meslek dallarına atıfta bulunarak "Buraya giden çiftler boşanıp çıkıyor. Bu konuda önlem almaya başladık, denetimlerimiz sonucu kapatacağız” diye bir açıklama yapmıştı. Bence isabet olur. Çünkü ehil olmayan kişilerin mahalle ve sokak aralarında Aile Danışma Merkezi Levhasıyla bu işe soyunduklarına hemen hemen hepimiz şahit olmuşuzdur. Daha evvel de bu konuyu farklı açılardan birkaç defa yazmıştım. Türkiye ve Avrupa'daki programlarımdan vakit buldukça bu konuyu işlemek istiyorum.

Yazının başında da bahsettiğim gibi; okudum demek için okunmaz. Bilginizi, ilminizi hayatınıza yansıtamazsanız hiç bir önem arz etmez.

Ben okudum, ben biliyorum havasında çevresindekilere tepeden bakan, onları kobay yerine koyarak terör estirip, zulüm edip de ‘zulüm görüyorum’ diye çığırtkanlık yapanlarda var.

Sözüm ona kendisiyle bile barışık olmadığı halde yetkisiz danışmanlık yapmaya kalkanları da duyuyoruz.

Kendisi Himmete Muhtaç Dede, Kaldı ki Gayriye Himmet Ede.

 

Kısmet olursa bir dahaki yazımızda ailede iletişimi farklı boyutlarıyla tekrar ele alacağım.

- Ailede eşler arası davranış

- Sosyal medyanın (A sosyal) ailelere etkisi

- Ailenin mahremiyetleri (Sanal alemde eşlerin mahremiyetinin deşifre edilmesi)

- Aile içinde verilen söz ve kararların güvenirliğini yitirmesi vs.

Daha önceden de yazmıştım. İşlediğimiz konular genel olarak yazılan konulardır.

Özel birilerine yazılmış değildir.

Konfeksiyoncu misali vitrine asarız kime uygunsa giyer hepsi bu.

Dostça selamlarımla…