" itemprop="articleBody"> Yaptığı projelerle aldığı birçok ulusal ve uluslararası ödülün sahibi olan ve son ödülünü Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın elinden alan Başkan Demircan dokuz yıllık Beyoğlu Belediye Başkanlığı döneminde birçok önemli projeye imza attı. Demircan’ın yıllar önce planladığı birçok proje bugün artık tamamlanma aşamasına geldi. Tarlabaşı Projesi, Okmeydanı Projesi, Örnektepe Projesi ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin devam ettirdiği Taksim Projesi bunlardan sadece birkaçı... Yaptığı proje ve çalışmaları sadece Beyoğlu’nu değil tüm Dünya’yı ilgilendiren Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Boğaziçi Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü İlhan Çabukol’a konuştu. İlhan Çabukol sordu, Başkan Demircan tüm samimiyetiyle cevapladı... İşte Başkan Demircan’ın İlhan Çabukol’un sorularına verdiği cevaplar… Boğaziçi Gündem: Sayın Başkan Tarlabaşı Projesi Türkiye genelinde ikinci, İstanbul’da birinci kentsel dönüşüm projesi seçildi. Birincilik ödülünü de Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın elinden aldınız. Bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Ahmet Misbah Demircan: İnsanoğlu başarı için çalışıyor. Beyoğlu Belediye Başkanı olarak bazı projelerimizin uzun zaman alacağını biliyordum. Sabırla, inatla doğruyu yapmak adına ekibimle birlikte ciddi bir çalışma içerisine girdik. Tarlabaşı Projesi’ni 2004’te düşündük, 2006’da harekete geçtik. 2011 yılında da inşaata başladık. Birkaç yılımız daha var. Neredeyse on yılı aşkın sabırla doğru bildiğimiz işin arkasından gidiyoruz. Bunun sonunda fark edilmek çok önemli. Bu bizi motive ediyor. Toplumumuz bunu bekliyor. Önemli bir insanın elinden ödül almak çok özel bir şey. Hele hele bu bir başbakansa, birde dünya lideri bir başbakansa onun elinden ödül almak bizim gurur duyduğumuz bir olay. Dokuz yıllık bir belediye başkanıyım. Amatör ruhum içimde ilk günkü heyecan ile yaşıyorum. Dolayısı ile beni ne mutlu eder? İnsanların gözlerinin içinin gülerek bana bakması, beraber çalıştığım büyüklerimin bani takdir etmiş olması beni motive eder. Nihayetinde hem insanların, hem büyüklerimin rızasını almak, Cenabı Allah’ın da rızasını almaktır. Bu bize ayrı bir heyecan ve yenilenmeyi veriyor. “Okmeydanı’nda İnsanların dairelerine daire verebilecek kadar detaylı bir proje yaptık…” Boğaziçi Gündem: Okmeydanı Projesi’nde artık sona doğru gelindi. Bölgedeki insanlar bir taraftan tapularını almayı beklerken, diğer taraftan kentsel dönüşümü konuşmaya başladılar. Bu noktaya nasıl gelindi? Ahmet Misbah Demircan: Okmeydanı bölgesi o kadar sorunluydu ki, eğer şu anki planı yapmasaydık insanımızın yarısının arsası olduğu halde imar hakkı olmayacaktı. Böyle bir sorunla karşı karşıya olan bir Okmeydanı Projesi’ne başladık. Eğer uygulanabilir bir plan yapmasaydık, kimlerin imar hakkını kazandığı, kimlerin kazanmadığı belli olmayan bir harita ile karşı karşıya kalacaktık. Haritayı gördüğünüzde dehşete düşüyorsunuz. Çünkü insanlarımızın yarısının arsası olduğu halde imar hakkı olmayacaktı. Şimdi böyle bir Okmeydanı tapu sürecine başladık. 5-6 Sene önce önümüze fotoğrafı koyduk. Buna göre bölge halkının yarısı imarsız kalıyordu. Herkesi hak sahibi yapabilmek, bu bölgede yaşatabilmek için beş binlik, binlik planlar yapmak yetmiyordu. Çok ince çalışma yapmak gerekiyordu. İnsanların dairelerine daire verebilecek kadar detaylı bir proje yaparak, insanlarımızın ancak böyle bir proje yaparak haklarını koruyabiliyorduk. Biz bu planı yapmaya mahkûmduk, mecburduk. Aksi takdirde ben insanımı burada koruyamazdım. Böyle düşünmeye başlayınca, bizimle temas edenler tapuyla birlikte bu işin finale gitmediği sürece eksik kalacağını anladılar söylediler ve bizde anladık. Ya hep, ya hiç gibi olmalıydı. Yani tek başına tapu, tek başına mülkiyet burada olmuyordu. Buranın çözümsüzlüğü de yıllardır bu başarılamadığı için çözümsüz olarak duruyordu. Bizde burada çok inatçı davrandık. Sorunu çözeceğiz dedik ve dokuz yıldır bu işi çözmek için uğraşıyoruz. Ama kamuoyu ile daha paylaşmadık. Buraya dünya çapında projeler hazırladık ve bu projeleri başbakanımızla paylaştık. Üzerinde biraz daha çalışacağız. Ama mükemmel bir hazırlık yaptık. Çok kısa zamanda her şey şekillenmiş olacak. Sürecin uzaması bir tek kişinin dahi bu projenin dışında kalmaması içindi.


“Projeye itiraz edenler fırsatçılık yapmak istediler…” Boğaziçi Gündem: Projede sürecin uzadığını söylüyorsunuz? Projenin uygulanabilirliği açısından bir sorun mu var? Ahmet Misbah Demircan: Bu projemize herkesin rızası ve imzası ile başlanılması önceliğimizdi. İtirazlar olmasaydı şu anda inşaatlar başlamış olacaktı. Ancak itiraz eden bazı vatandaşlarımızdan dolayı, kentsel dönüşüm kanunlarına uyarak süreç devam edecek. Süreç böylece uzamış oldu. Boğaziçi Gündem: İtiraz edenleri belediye olarak ikna edemediniz mi? Ahmet Misbah Demircan: Evet ikna edemedik. Pazarlık yaparak fırsatçılık yapmak istediler. Burada onların söylediklerini yapsaydık evet diyenlere haksızlık olacaktı. Adaleti bozacaktı. Bu yüzden onları ikna edemedik. Şu anda kentsel dönüşüm kanunları ile birlikte proje devam edecek. “Taksim Projesi’ne itiraz mutlak başarıya tahammülsüzlüktür…” Boğaziçi Gündem: Başkan, Taksim’de de yayalaştırma çalışmaları var. 1 Mayıs nedeniyle dünya basının da dikkatini çeken Taksim Projesi hangi aşamada? Ahmet Misbah Demircan: Taksim Projesi,Türkiye’nin en güzel projelerinden birisi. Proje tamamlandığında Taksim Meydanı çok güzel bir meydan olacak ve tamamlandığında bunu herkes konuşacak. Dünya çapında bir proje. Projeye bu kadar itiraz edilmesinin sebebi de mutlak başarıya olacak tahammülsüzlüktür. Dünyanın gözü önünde çok güzel işler yapılıyor. Taksim Meydanı, İstanbul ve Türkiye ismi ile yan yanadır. Sen burada dünya çapında bir operasyon yapıyorsun, yolu yerin altına alıyorsun, devletin operasyon gücünü, inşaat gücünü, algılama gücünü ortaya koyuyorsun, hayatı değiştiriyorsun. Ama belli çevreler sürekli itiraz ediyor. Taksim’in yüzünü değiştirmek İstanbul’un yüzünü değiştirmek gibi bir şey. Dönüşümün adresi gibi duruyor. Yanı başında Tarlabaşı projesi peş peşe devam ediyor. Beyoğlu’nda her şey olmuyor ama Beyoğlu’nda olan her şey herkesi ilgilendiriyor. Onun için her şey Beyoğlu’nda oluyor. Boğaziçi Gündem: Beyoğlu’nun bir yerlerinden tutarak dönüştürmeye başladınız. Bu projelerden sonra Beyoğlu yenilenecek diyebilir miyiz? Ahmet Misbah Demircan: Beyoğlu o kadar sihirli bir yer ki bu ülke de herkes buradan kendine bir hisse alıyor. Mesela Anadolu’da bir yerde harikalar yaratsanız o orayı ihya ediyor, orayı ilgilendiriyor. Ama burada yaptığınız bir şey hem burayı hem de herkesi ilgilendiriyor. Kısacası tüm Türkiye’yi tüm Dünyayı ilgilendiriyor. Bir başka şekilde söylersek buradaki gerçekleştirilen bir dönüşüm, tüm dünyayı ilgilendiren bir dönüşüm demektir. Çünkü burayı herkes biliyor. O halde Beyoğlu önemli bir yerdir.


“Nikâh işlemleri Aynalıkavak Semt Konağı, Çıksalın Semt Konağı, Okmeydanı Semt Konağı ve Gençlik Merkezi’nde yapılacak…” Boğaziçi Gündem: Taksim Projesi ile birlikte nikâh işlemlerinde problemler oluştu. Buna nasıl bir çözüm buldunuz? Ahmet Misbah Demircan: Önümüze çıkan bu ciddi problemi aşmak için tabi ki çözüm ürettik. Üç bölgede evlendirme ve nikâh işlemlerini yapmak için düzenlemeler yapıldı. Aynalıkavak Semt Konağı’nın bahçesi kır düğünleri için, Okmeydanı Semt Konağı ve Gençlik Merkezi’mizi de nikâh işlemleri yapılacak duruma getirdik. Ayrıca Çıksalın Semt Konağı’nın bitirilmesi ile birlikte dört bölgede halkımız çok daha rahat bir şekilde nikâhlarını yapacaklar. Evlendirme dairemiz bitirilene kadar buralarda üç yıl nikâh işlemlerine devam edeceğiz. Evlendirme dairemize taşındığımızda buralarda nikâh yapılmasına yine izin vereceğiz. Biz tek bir yerde iki günde haftada otuz düğün yapıyoruz. Bunu üç merkeze böldüğünüzde saat başı düğün yapma imkânını böylece halkımıza sunmuş olacağız. Park sorunu olmayan yürüyerek gidebileceğiniz yerler. Ben korkuyorum yeniden evlendirme dairesine döndüğümüzde halkımız oraya gitmek istemeyecektir. “Emek Sineması tartışmaları siyasi ve ideolojik…” Boğaziçi Gündem: Emek Sineması gündemden düşmüyor. Bun konuyla ilgili neler söylemek istersiniz? Ahmet Misbah Demircan: Tartışmalar siyasi ve ideolojik. Restorasyonu yıkım gibi göstermek istediler. Yok etme gibi anlattılar. Şimdi ise geri adım attılar. Bu işi konuşanlar ne teknik konuları, ne mimari konuları, ne de yapının nasıl sürdürülebilirliğini tartışmıyorlar. Sonuçta burada Emek Sineması korunuyor. Boğaziçi Gündem: Sayın Başkan, bize vakit ayırdığınız ve sorularımıza içtenlikle cevapladığınız için size teşekkür ediyor. Ahmet Misbah Demircan: Bende sizlere teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.