Ayrışma
AK Partinin kurulduğu günden bu güne kadar atlattığı badireler ve başta komşu ülkelerimiz olmak üzere diğer ülkelerde yaşananlar birlikte değerlendirildiğinde, son günlerde yaşadıklarımız çok daha iyi anlaşılabilir.
kose-yazilari - 11-01-2014 00:11
" itemprop="articleBody">
AK
Partinin kurulduğu günden bu güne kadar atlattığı badireler ve başta komşu
ülkelerimiz olmak üzere diğer ülkelerde yaşananları birlikte
değerlendirdiğimizde son günlerde yaşadıklarımız çok daha iyi anlaşılabilir.İktidarı
döneminde pek çok sıkıntıyı atlatan AK Partinin ülkemize kazandırdığı ivme ve
elde ettiği başarı göz ardı edilemez. Dünyanın birçok ülkesi ekonomik krizlerle
boğuşurken, bu krizlerin ülkemizi teğet geçmesi AK Parti hükümetlerinin
başarısıdır. Ancak ülkemizin geldiği bu noktaya önemli katkıları olan
kadroların "paralel devlet yapılanması" ile mücadele adı altında
artık gözden çıkarıldığını görmek son derece üzücü.
Gündemdeki
son olaylarda en önemli aktörler şüphesiz hizmet hareketi olarak adlandırılan
cemaat ve AK Parti Hükümeti. Ancak hizmet hareketinin, AK Parti hükümetine karşı ve onu yıpratacak
faaliyetler içinde olduğunu anlamak biz sade vatandaşlar açısından çok da kolay
değil. Çünkü inanç açısından, yaşayış açısından, dünya görüşü açısından aynı
tarafta yer alan insanların birbirlerine karşı böyle bir eylem içerisinde
olabileceği düşünülemez. En azından kitlesel olarak böyle bir eylemin
gerçekleşebileceğini ben düşünemiyorum. Ayrıca dershane tartışmaları ile
başlayan ve daha sonra yolsuzluk soruşturması ile derinleşen kavga, gürültü
veya adını ne koyarsanız koyun, toplumda ciddi bir ayrışmaya ve kamplaşmaya
neden olmaktadır. Son olaylarla başlayan tartışmalar arkadaşları, aynı evde
kardeşleri, hatta karı kocayı birbirine düşürmüş, insanların kafasını
karıştırmıştır. Acaba gerçekte neler olmaktadır?
Taraflar bu olaylar karşısında temkinli
davranmak yerine yaptıkları sert açıklamalar ve yorumlarla ortamı daha da
gererek sapla samanı birbirine karıştırmışlardır. Her iki tarafında tam olarak
bu noktaya gelmek istediklerini düşünmüyorum. Ama gelinen noktada AK Parti
tabanı sürekli tahrik edilerek, aslında AK Parti tabanı içinde de güçlü olan
bir camia hedef tahtasına oturtulmuştur. Burada medyanın gücü de kullanılarak,
tüm olanların sorumlusu camia gibi gösterilirken, hizmet hareketi ile ilgisi
olmayan AK Parti içindeki diğer muhafazakâr kitle intikam yeminleri ile adeta
bu camianın üzerine salınmaktadır.
Güçlü Türkiye, artık neredeyse önündeki yüzyılı
planlamaya çalışan bir Türkiye. Şu bir gerçek ki şu anda buna en önemli katkıyı
sağlayan da AK Parti İktidarına ve bu partiye oy veren insanlar. Biliyoruz ki
birçok devlet ve birçok legal ve illegal uluslar arası kuruluş güçlü bir
Türkiyeyi hiçbir zaman istemiyor. Burada yapılmak istenen aynı inanca
sahip, düne kadar sarmaş dolaş olan bu insanları kutuplara ayırmak,
birbirleriyle kavgaya sürüklemek, bunun için fırsat kollamak. Ülkemiz için en
tehlikelisi ve içinden çıkılması güç olan durumda bu zaten.
Dershanelerin kapatılması kararı kısa dönemde
böyle bir tehlikeli kutuplaşmanın bilinen başlangıcı oldu ya da fitilini
ateşledi denilebilir. Çünkü Cemaatin de bu karara tepki göstermesi fırsatçılar
için bulunmaz bir zemin oluşturdu. Zaten hazırda bekletilen, tamamlanmasına
rağmen zamanında işleme konmayan, ülkede sansasyon yaratacak kirli dosyalar tam
da bu zamanda ortaya çıkarıldı. Böylece tüm bu yapılanlar hizmet hareketinin
bir planı gibi gösterilerek, hizmet hareketinin aslında AK Partiyi bölme,
Erdoğanı itibarsızlaştırma hareketi olduğunu göstermek amaçlandı. İstenildiği
gibi de oldu ve 17 Aralıktan bu güne kadar gelişen olaylara baktığımızda bu
planın tıkır tıkır işlediğini böylece bir taşla iki kuş değil birçok kuşun
vurulduğunu görmek hiç de zor olmasa gerek.